Takip gerektiren, ancak sıklıkla yanlış tanı ve takip yapılan, çoğunlukla iyi seyirli kapak hastalığı.

Mitral kapak çökmesi veya prolapsusu, mitral kapakların kapanma sırasında kalbin üst odacığı sol atriyuma 2 mm den daha fazla bombeleşmesi veya çökmesi olarak tanımlanmıştır. Toplumda görülme yüzdesi % 3-6 arasında olmasına karşın, tanı kriterlerindeki yorumlar nedeniyle görülme sıklığı yüzde 30’ a varan seriler yayınlanmıştır. Çoğunlukla 20-39 yaş arasında gözlenmekte ve kadınlarda 2 kat daha sık rastlanmaktadır. Zayıf ve uzun boylu kişilerde sıklığı artmaktadır.

Mitral Kapak Prolapsusu

Çoğunluğu sessiz seyirli olup, rutin incelemelerde tesadüfen saptanır. Bununla birlikte, özellikle gelişmiş ülkelerde mitral kapak yetersizliğinin birincil sebebi konumundadır. Mitral kapak çökmesinin kesin tanısı ekokardiyografi ile konur. Normal fizik muayenede steteskop ile duyulan midsistolik klik ve geç sistolik üfürümde tanı için yol göstericidir. Ekokardiyografi sırasında ayrıntılı inceleme, oluşabilecek yanlış tanıların önüne geçecektir. Mitral kapaklar semer şeklinde bir yapıda olup, özellikle apikal 4 boşluk eko incelemelerinde yanlış bir şekilde  kapak çökmesi olarak değerlendirilebilmektedir. Mitral kapak çökmesinin kesin ve belirleyici bir şikayet bulgusu da yoktur. Hastaların büyük kısmı çarpıntı, göğüs ağrısı, çarpıntı, halsizlik, baş dönmesi gibi genel şikayetlerle başvuruda bulunur. Mitral kapak çökmesinde temel belirleyici ve prognostik faktörler, kapak kalınlığı, mitral yetersizliği varlığı ve beraberinde saptanan diğer kapak ve kalp hastalıklarıdır. Kapak kalınlığı 5 mm nin altında olan ve beraberinde başka bulgu olmayan hastalarda hastalığın ilerleme yüzdesi oldukça düşük olup, beraberinde ritim bozukluğu oluşması sıklığı normal toplumla aynıdır. Kapak yapısı kalın ve beraberinde mitral yetersizliği olan grupta hastalığın ilerleme potansiyeli mevcut olup, hastaların düzenli takibi ve infektif endokardit riski nedeniyle ağız hijyenine  önem verilmesi önerilmektedir. Bu hasta grubunda aritmi varlığına yönelik ritim holter takibi yapılması faydalıdır.  Mitral kapak prolapsusu ile panik atak arasında da ilişki olduğu ve klinik birlikteliğin sık gözlendiği gösterilmiştir. Özellikle kapak yapısı normal olan izole prolapsus hastalarına yapılacak yanlış bilgilendirme ve takip, panik atak gelişimini hızlandırabilir ve hastanın yaşam standardında bozulmalara yol açabilir. Kapak yapısı normal olan ve kapak yetersizliği olmayan hastaların 3 yıllık aralıklarla takibi yeterlidir.